Dema boriya dûdar, ya
da duyulan geçmiş zaman, bizatihi şahit olmadığımız fakat geçmiş zamanda
olan/yaşanan durum veya olaylar için kullanılır.
Di’li geçmiş zaman (Dema
Boriya Têdeyî) anlatırken, mühim olan meselenin, eylemin geçişli mi yoksa
geçişsiz mi olduğunu bilmek olduğunu söylemiştik. Dema Boriya Dûdar için de
geçişli/geçişsiz ayrımı aynı derecede önemlidir. Neydi bu geçişli fiil,
geçişsiz fiil tekrar bir hatırlayalım:
Geçişli
fiiller (Lêkerên gerguhêz): Nesnesi olan ya
da nesne alabilen fiillere “geçişli fiil” denir. Yani, Geçişli fiillere “ne,
neyi, kimi?” sorularını sorduğumuzda yanıt alırız.
Geçişsiz
fiiller (Lêkerên Negerguhêz):
Nesnesi olmayan ya da nesne alamayan fiillere “geçişsiz fiil” denir. Yani,
Geçişsiz fiillere “ne, neyi, kimi?” sorularını sorduğumuzda yanıt alamayız.
*Fiillere bu soruları
sorup, geçişli mi geçişsiz mi olduğunu öğrendikten sonra yapacağımız şeyler;
A)
Diyelim ki fiilimiz geçişsiz (lêkerên
negerguhêz)
Örneğin; çûn (gitmek)
fiili geçişsiz bir fiildir.
1)
Çûn fiilinin dema
boriya tedeyî (di’li geçmiş zaman) çekimlerini hatırlıyoruz. Neydi?
Ez çûm.
Tu çûyî.
Ew çû.
Em çûn.
Hûn çûn.
Ew çûn.
2)
Di’li
geçmiş zaman çekimlerine sırasıyla şu ekleri getiriyoruz; -e, (y)e, -ye/-iye, -e, -e, -e.
Ez çûme.
Tu çûye. (“Tu çuyiye”
de kullanılır fakat yaygın değildir.)
Ew çûye.
Em çûne.
Hûn çûne.
Ew çûne.
B)
Diyelim ki fiilimiz geçişli (Lêkerên gerguhêz)
1)
Bükümlü zamirlerimizi hatırlıyoruz neydi onlar;
Min
Te
Wî/Wê
Me
We
Wan
2)
Şimdi fiilimiz geçişliydi ya, geçişli olmasının nedeni neydi, nesne almasıydı. İşte bakıyoruz o nesne
tekil mi yoksa çoğul mu. Diyelim ki tekil; o zaman –iye ekini getiriyoruz fiilin di’li geçmiş zaman çekimine. Şayet
nesnemiz çoğulsa o zaman, -ine ekini
getiriyoruz. Örnekle görelim:
*Wî pirtûk xwendiye. (Kitap okumuş.)
*Wî pirtûkên xwendine. (Kitapları okumuş.)
!!
Fiillerin
di’li geçmiş zaman çekimlerine şu yazının sonundaki tablodan
ulaşabilirsiniz=> http://konusuyorumamaanlamiyorum.blogspot.com/2012/09/dema-boriya-tedeyisade-dili-gecmis-zaman.html
Özel
durum:
Dîtin:
Görmek
fiili nesne alan bir fiildir, fakat aldığı nesne cins isim değil de ‘kişi’ ise,
o zaman çekimi o kişi’ye göre olur. Nasıl mı?
Te ez dîtime.
Min tu dîtiye.
Wan ew dîtiye.
Wê em dîtine.
Me hûn dîtine.
Wî ew dîtine.
Olumsuzluk:
Di’li geçmiş zaman’da
(Dema boriya têdeyî) olumsuzluk anlamı vermek için fiilimizin başına –ne önekini
getiriyorduk. Miş’li geçmiş zaman için de aynısı geçerlidir.
*Ez neçûme.
*Wê pirtûk nexwendiye.
Şimdi örnek metin
paylaşalım:
Aşağıdaki
parçada olayın bizzat tanığı olan Dilşa, kızına hadiseyi anlatıyor. O yüzden
di’li geçmiş zaman kullanılıyor.
Dîlan:
Dayê, xêr e? Dengê te nexweş e. (Anne hayırdır, sesin kötü geliyor.)
Dilşa:
Qet nepirse keça min. (Hiç sorma kızım.) Pelîn jî duçerxeyê ket, piyê wê şikest. (Pelin bisikletten düştü, kolu kırıldı.)
Dîlan:
Wer mebêje! (Deme!) Hûn niha li ku dere ne? (Siz şuan nerdesiniz?) Êşa wê pir
heye? (Ağrısı çok mu?)
Dilşa:
Niha baş e. (Şimdi iyi.) Em çûn
nexweşxaneyê, bijişkî piyê wê xist
cilsê. (Hastaneye gittik, doktor kolunu alçıya aldı.) Em vegeriyan malê. (Eve döndük.)
Dîlan
Ez jî niha têm malê. (Ben de şimdi eve geliyorum.)
!Aşağıdaki
parçada ise, olayın şahidi olmayan, annesinden duyan Dîlan, arkadaşına olayı
anlatıyor ve bu yüzden miş’li geçmiş zaman kullanıyor:
Azad:
Dîlan, xêr e? Tu xemgîn xuya dikî? (Dîlan hayırdır, üzgün görünüyorsun?)
Dîlan:
Qet mepirse. (Sorma.) Niha diya min li min geriya, Pelîn ji duçerxeyê ketiye, piyê wê şikestiye. (Şimdi annem aradı, Pelin bisikletten düşmüş, kolu
kırılmış.)
Azad:
Derbasî be. (Geçmiş olsun.) Diya te ew biriye
nexweşxaneyê? (Annen hastaneye götürmüş mü?)
Dîlan:
Belê, ew çûne nexweşxaneyê. (Evet,
hastaneye gitmişler.) Bijişkî piyê wê xistiye
cilsê. (Doktor, kolunu alçıya almış.) Divê ez jî biçim malê. (Benim de eve
gitmem gerek.)
Azad:
Ez jî bi te re werim. (Ben de seninle geleyim.)
Dîlan:
Baş e, ka em biçin. (Tamam, hadi gidelim.)
ŞUNU
HİÇ YAPTIN MI?
Kürtçede bir şeyi daha
önce deneyimleyip deneyimlemediğimizi sormak için miş’li geçmiş zaman (dema boriya dûdar) kullanırız.
İngilizcede bunun için present perfect
tense kullanılır.
Örneğin;
Rojda:
Hêvind tu qet çûye Wanê? (Hêvind hiç Wan’a gitmiş misin?) ya da (Have you ever
been in Wan?)
Hêvind:
Belê, ez par bi malbata xwe re çûm Wanê. (Evet, geçen sene ailemle birlikte
Wan’a gittim.) Em li wir hefteyekê man. (Bir hafta kaldık.) Tu?
Rojda:
Na, ez qet neçûme Wanê, ez pir dixwazim biçim. (Hayır Wan’a hiç gitmedim,
gitmeyi çok istiyorum.)
*Görüldüğü gibi sorumuzu miş’li geçmiş zamanla soruyoruz. Eğer cevabımız ‘evet’ ise di’li geçmiş zaman’la cevap veriyoruz, gittim, şunu yaptım, ettim
gibi. Cevabımız ‘hayır’ ise miş’li geçmiş zamanla yapmadığımızı
dile getiriyoruz.
*Düzeltmek istediğiniz bir şey, ya da yanlış bulduğunuz bir anltım söz konusuysa berfdimsk@gmail.com'a mail atabilirsiniz.
3 yorum:
min bibexşînin lêbelê ev nivîsan gorî fikra min vala ye.çimkî kitêbên rêzimana Kurdî hene û hûn dema ku tiştê wulo diweşînin kitêbên me nayê sitendin û alikarî nayê saziyên me. û kitêb bi her awayî baştir e, çimkî her dem li cem merî ye.çi çax lazim bibe merî kane lê binêre. ligel silav û rexneyan.
Dest xweş hevalê hêja. Gelek spas ji bo parvekirina te na van nivîsan. Slav û rêz...
Spas ji bona wî dersên kurdî
Yorum Gönder